Bu Kafalara Ulaşmak İçin Ne Gerekir?

Oyun Linki : https://www.facebook.com/rufflesturkiye/app_298027463617532

Ruffles, reklam filmlerindeki “böyle kafalar” konseptini internete de taşımış, Türkiye’nin ilk Goldberg projesini yapmış! Adına ise Ruffles MAX Machine denmiş... Böyle bir makine gerçekten de olsa olsa “böyle kafalar”dan çıkardı!

Ruffles Max’ın lansmanı için hazırlanan videoyu yeterince dikkatli izlerseniz, üzerlerinde soru işareti bulunan kutuları görebilirsiniz. Kutuların içinde ne olduğunu da bilirseniz o zaman ödüllerden ödül beğenirsiniz. Çünkü Ruffles, videoya kutular gizleyerek Facebook üzerinden oynanabilen bir oyun yaratmış ve videoyu interaktif bir hale getirmiş. Yukarıdaki link sizi oyuna götürecektir. Düzenekte kullanılan malzemelerden bazıları da kısaca şöyle:

- 2 adet 74 model Mini Cooper (Bayandan)
- 3 barbekü (hepsi yandı)
- 2.3 km ip ve 1.5 kilo barut
- 327 adet okey taşı
- 7 çamaşır makinesi
- 3750 parça LEGO
- 800 adet tahta
- 630 balon ve daha niceleri...

Ayrıca Ruffles videoyu daha eğlenceli yapmak için onu sonunda ödül de bulunan bir oyuna dönüştürmüş. Ödüller bomba:

- Adidas 1000 TL hediye çeki
- iPad 3 (Yeni)
- iPhone 4S
- PS Vita
- AR Drone
- Oyun koltuğu

Size tavsiyem dikkatli izleyin!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

TTNET Genç Yeteneklerin Yanında!


TTNET’in “Yeteneğe Destek, Yaratıcı Ekonomiye Destek Projesi”yle, gençlerimiz yeni kariyer firsatlarını keşfediyor.

Bilişim sektörüyle tanışan gençler, aldıkları eğitimlerle iş hayatına hazırlanıyor. TTNET, Türk ekonomisine destek oluyor. Siz de bu ücretsiz eğitimler hakkında bilgi almak için hemen tıklayın.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Gölge Oyunları

Film Hakkında                                       

Yönetmen:
Guy Ritchie
Oyuncular:
Robert Downey Jr.,  Jude Law,  Rachel McAdams,  Kelly Reilly,  Noomi Rapace,  Stephen Fry,  Gilles Lellouche,  Jared Harris,  Eddie Marsan

Senaryo:
Arthur Conan Doyle,  Kieran Mulroney,  Michele Mulroney,
Senaryo (Kitap):
Arthur Conan Doyle


Yorum:                                                                                 
Sir Artur Conan Doyle tarafından yaratılmış olan ve ilki 1887 de yayınlanmış Sherlock Holmes ; onlarca macerası ile polisiye kitap dünyasının en çok okunan eserlerlerinden birisi. Elinde piposu ve İngiltere’de geyik avında kullanılan ‘Deerstalker’ tip şapkası ile dünyanın en meşhur dedektifi.
Zeki… İnanılmaz bir analiz yeteneği… Bilime ve gizeme adanmış bir hayat… Meraklı… Her şeye burnunu sokan, deneyen, tadan, okuyan, bakan bir deha… Kendini ve meraklarını dizginleyemeyen harika bir karakter… İnanılmaz yetenekler ve fizik güçlere sahip bir dedektif…
Hayatını okumak ve anlamak üzerine kurmuş biri, tanrının bir laneti olduğunu söylediği etrafında olanları, yaşananları, her şeyi gören bir göz…
Kendi adıma söylemeliyim ki, keyifle okuduğum ve beğendiğim kitapların film uyarlamalarından kitabın tadını alamazdım. Ama “Yüzüklerin Efendisi” ile başlayan ve bilgisayar teknolojisinin katkısı ile doyurucu bir görselliğe ulaşan  film tekniği; hayal ettiğinizden ötesinin yapabileceğini bize kanıtladı. Fakat kitapların kokusuna tutku ile bağlı o azınlığa hâlâ dahilim bende.
Guy Ritchie hızlı kurguların yönetmenidir. “Lock, Stock and Two Smoking Barrels (1998)” ve Brad

İşte Aranan İkili: Projektör ve Kamera

  Bir kamera düşünün ki kaydettiğiniz anılarınızı küçük ekranlara sığdırmanızı istemiyor. Kaydettiğiniz görüntüleri geniş duvarlara ve istediğiniz herhangi bir yüzeye yansıtmanıza olanak sağlıyor. Yeni Sony Handycam, projeksiyon özelliğiyle her alanı bir sinema salonuna çeviriyor. Kısa ve eğlenceli tanıtım videosunu izledikten sonra siz de neden bahsettiğimi anlayacaksınız.





  Eskiden bilimkurgu filmlerinde rastladığımız teknolojilerden biri daha hayatımıza giriş yaptı. Şimdi isterseniz kışın ortasında önceki yaz tatilinizi evinizin duvarına yansıtarak sevdiklerinizle izleyebilir hatta bunu bir alışveriş merkezinin dinlenme alanında bile yapabilirsiniz. Sony Projektörlü Handycam seçimi size bırakıyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

10 Bekar Prenses

Hala Bir Prenses İle Evlenebilirsiniz...
İşte 10 Bekar Prenses



İsveç Prensesi Madeleine                   

İsveç Prensesi Madeleine, Hälsingland ve Gästrikland Düşesi (tam adı Madeleine Thérèse Amelie Josephine; d. 10 Haziran 1982,Stockholm, İsveç) İsveç Kralı XVI. Carl Gustaf ve İsveç Kraliçesi Silvia'nın en küçük çocuğudur. Aynı zamanda ailenin ikinci kız çocuğu olan Madeleine, ablası ve abisinden sonra tahtın üçüncü sırasındadır.
Forbes dergisinin "En Ateşli 20 Genç Asil" listesinde 12. sırada yer alan Prenses Madeleine, hukuk, bilgisayar, sanat tarihi ve ırk bilimi üzerine eğitim almıştır. Prenses Madeleine akıcı bir biçimde İsveççe, İngilizce ve Almanca konuşmakta, ayrıca orta düzeyde de Fransızca bilmektedir.







       Çocuk Teslimi

Biraz daha düşünerek hareket edebilseler her şey daha güzel olacak.

Çocuk teslimi diye bir durum var bizim bu icrada. Eşler birbirinden ayrıldığı zaman doğal olarak velayet ya annede ya da babada oluyor. Genelde de annede olur babaya da ayda bir gün görme hakkı tanırlar. İşte eğer ki anne göstermek istemezse bu durum da biz devreye gireriz ve bir günlüğüne çocuğu alır babaya teslim ederiz. Bugün de çocuk teslimi vardı. Bizim dairenin dosyası değil yanımızdaki dairenin dosyası. Gitmişler sorunsuzca almışlar çocuğu. Getirdiler daireye. 3-4 yaşlarında sevimli bir erkek çocuğu. Babası uzun zamandır zaten göremiyormuş. Göstermek istemiyormuş annesi ve annesinin ailesi. Aradan bir yarım saat geçti ya da geçmedi bir gürültü koptu dışarıda. Bir de baktık ki çocuğun annesi bütün akrabalarını ayağa kaldırmış, çocuğumu alıp götürdüler diye herkesi toplamış gelmiş adliyenin önüne. Çocuğu istiyorlar. Yani alt tarafı bir gün sonra zaten geri getirilecek çocuk. Bu arada uzun zamandır göstermedikleri için baba tarafı da cümbür cemaat toplanıp gelmişler buraya. Tabi dışarıdakiler böyle bağırıp kıyameti koparır da içeridekiler durur mu yerinde. Durmadılar da zaten. Atladı hepsi birden dışarıya. İlk başlarda sözlü başladı ya çok geçmedi tabi tekme tokat tutuştular kavgaya. Polis de var tabi ama o kadar kalabalıklar ki yetmiyor. İki grup toplam 20 kişi kesin var. Bir de kavgayı ayırayım diye atlayıp yediği yumruktan dolayı kendisi de kavgaya karışan vatandaşla bu sayı rahat 25 falan oldu. Hayatımda böyle bir şey görmemiştim. Belki bir 10 dakika sürdü sürmedi takviye ekipler gelince bitti kavga. Sonuç ne oldu peki. Çocuk o bir gün boyunca babada kaldı. Babası oğluyla hasret giderdikten bir gün sonra annesine teslim etti. Kavga edenlere de yediği dayaklar ve gbtsine işlenen sabıka kayıtları kaldı.