Mülakat

            


Adliyenin önündeyim, sigaramı yaktım. Mülakat saatini bekliyorum. Benim gibi bekleyenler var çevremde. Kimisi mülakatta sorulacaklar hakkında tuttukları notları ezberliyor, kimisi de üstüne çeki düzen verip iyi görünmeye çalışıyor. Herkesin ortak kaygısı iş bulmak. Bilinen en güvenceli iş devlet memurluğu. Adliyenin 15 mübaşire ihtiyacı varken, kapıda ilk aşamada başvuran 500den seçilmiş 75 kişi var. Tabi ben bunları düşünmekle meşkulken, içeriden takım elbiseli birisi çıktı.
  Kapıdaki polislerle şakalaştıktan sonra ateş istedi. Hiç birinde ateş yokmuş. Ben de mülakattaki soruları düşüneceğime, onları dinlediğim için yardımsever ruhum aniden devreye girdi ve " al kardeşim bende var " dedim. Sonra yanıma geldi. Sohbet etmeye başladık. Bana mülakat için mi geldiğimi sordu. Mülakattan haberi olduğuna göre adliyede çalışıyor olmalıydı. Evet dedim. Bana hazır mısın peki diye sordu. Ben de sanırım haftalardır herkesten duyduğum " torpil yoksa iş de yok " sözünden etkilenmiş olucam ki, " hakim ve savcılar kıllık yapmazsa hazırım. " dedim. Tuhaf bir şekilde gülümsedi. Sigaranın son demlerine gelmek üzereyken, sen burda mı çalışıyorsun diye sordum. Tek kelimeyle " evet " dedi. Peki katip misin ? mübaşir mi ? diye sordum. Cumhuriyet Savcısıyım dedi. O an ağzımdan sadece ince ve tiz bir " hıı " çıkabildi. Neyse sana kolay gelsin deyip ayağa kalktı. Bu sefer " SAĞOLUN " dedim...   Yani yarım saattir senli benli konuştuğum adama en sonunda sağolun diyerek durumu kurtarmaya çalışmam bizi izleyen birileri olsa çok iyi alkış alırdı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder